Başar, yaptığı açıklamada, Uluslararası Dağ Günü'nün 2003 yılından beri kutlandığını ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) himayesinde her yıl farklı bir temayla hayata geçirildiğini dile getirerek, "Burada dikkatler iklim değişikliğine çekilmek isteniyor. Çevresel baskılar altında iklimin değişmesiyle, dağlardaki doğal yaşam tehlikeye giriyor. Olumsuz etkilenmeler söz konusu olabiliyor." diye konuştu.
Bu noktada göçten bahsedilebileceğini vurgulayan Başar, "Bu senenin teması 'Dağlar Baskı Altında: İklim, Açlık ve Göç' olarak belirlendi. Bu noktada iklim değişikliğinden dolayı hayvanların çektikleri açlık sonrası göçleri söz konusu. Bitki ve canlıların doğal hayatını korumamız gerekiyor. İşte tam da burada sürdürülebilir dağcılık kavramının önemi ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Federasyon yönetimine seçildiklerinden beri hedef ve politikalarda önemli değişiklikler ortaya koyduklarının altını çizen Ersan Başar, şöyle devam etti:
"Sürdürülebilir dağcılık da bunların ön önemlileri arasında bulunuyor. Dağların korunarak, baskı altına alınmadan insanların dağlara erişimi sağlanmalı. Bunun yapılabilmesi için çok büyük sayılarla dağlara gidilmemesi, gidildiğinde dağda bulunan bitki örtüsü ve canlının yerinin değiştirilmemesi gerekiyor. Bütünlüğü korumak önceliğimiz olmalı. Dağlardaki canlılara olan saygı en önemli konulardan bir tanesi. Türkiye'de dağcılık sporu yapan insanlar, bu konuda çok hassas ancak dağlara farklı amaçla giden insanlar var. Ticaret veya turizm amaçlı gidenler, ciddi oranda baskı ve çevresel riskler oluşturuyor. Bu farkındalığı oluştururken bu kitlelere de ulaşmaya çalışıyoruz."
Uluslararası Dağ Günü, 2014 yılında "Dağ tarımı", 2015'te "Daha iyi bir geçim için dağ kaynaklı ürünlerin desteklenmesi" ve 2016 yılında da "Dağ Kültürleri: Çeşitliliği kutlamak ve kimlikleri güçlendirmektir" temalarıyla kutlanmıştı.
