Türk atıcılığının gururu Yusuf Dikeç, İtalya'nın en saygın spor gazetelerinden La Gazzetta dello Sport'a özel bir röportaj verdi. Olimpiyatlarda kazandığı gümüş madalyenin ardından Avrupa Şampiyonası'nda da zirveye çıkan milli sporcu, sade yaşamı, disiplini ve kendine özgü tarzı hakkında açıklamalarda bulundu.
"TELEFONUMUN PİLİ ARTIK DAHA HIZLI BİTİYOR"
Olimpiyatlardaki başarısının ardından hayatında nelerin değiştiğini soran gazeteye Dikeç esprili bir yanıt verdi: "Telefonumun pili artık çok daha hızlı bitiyor. Şaka bir yana, dünyanın dört bir yanından inanılmaz destek aldım. Bu beni gururlandırıyor ama hayatım hâlâ aynı: antrenman, çay, aile ve odaklanma."
"KEDİM TARÇIN BANA HUZUR VERİYOR"
Röportajda sık sık kedisi Tarçın'dan da bahseden Dikeç, onun yaşamındaki rolünü şöyle anlattı: "Tarçın 7 yaşında bir British Shorthair. Bağımsız, inatçı ve zarif. Hayvanları çok seviyorum; kediler bana huzur veriyor. Disiplinin ve saygının her şey demek olduğu bir kasabada büyüdüm. Ordu geçmişimden gelen düzeni, bugün spora yansıtıyorum."
"HER ATIŞTA OMZUMDA BAYRAĞI HİSSEDİYORUM"
Dikeç, Olimpiyatların kendisi için ne ifade ettiğini ise şu sözlerle özetledi: "Oyunlar her sporcu için zirvedir ama benim için yalnızca yarışmak değil; ülkemi temsil etmek anlamına geliyor. Her atışta omzumda Türk bayrağını hissediyorum."
"BAŞARI TESADÜF DEĞİL"
Avrupa Şampiyonası'ndaki başarısına da değinen milli sporcu, disiplini vurguladı: "Bu sonuç, başarının tesadüf olmadığını gösteriyor. Her yarış farklı bir hikâye ama kararlılık, disiplin ve sakinlik hep aynı."
"KIZIMA ADADIM"
Dikeç, elde ettiği başarının arkasında en çok kızının olduğunu söyledi: "Her madalya, kızımın sabrını ve sevgisini de temsil ediyor. Her başarıdan sonra aklıma ilk gelen kişi o oluyor."
"GERÇEK HEDEF KAĞITTA DEĞİL, İÇİMDEDİR"
Sporunu bir metaforla anlatan Dikeç, atıcılığı bir denge sanatı olarak tanımladı: "Atış yapmak saldırganlıkla değil, konsantrasyon, nefes ve kontrolle ilgilidir. Gerçek hedef kağıt üzerinde değil, içinizdedir."
"ELLERİM CEBİMDEYSE, FAZLA DÜŞÜNMEM"
Yarışlardaki kendine özgü tarzıyla merak uyandıran Dikeç, bu alışkanlığının anlamını da paylaştı: "Buna 'sakin kesinlik' diyorum. Ellerimin cebimde olması bana rahat kalmamı ve çok fazla düşünmemem gerektiğini hatırlatıyor."
"HER ATIŞ NEFESLE BAŞLAR VE BİTER"
Duygularını nasıl yönettiği sorusuna Dikeç şu yanıtı verdi: "Her atış nefesle başlar ve biter. Adrenalinimi böyle kontrol ediyorum. Duygu olmadan amacını, sakinlik olmadan hassasiyetini kaybedersin."
"NEDEN BAŞLADIĞIMI HATIRLADIM"
Kariyeri boyunca birçok kez zorlandığını da itiraf eden milli sporcu, pes etmemenin önemini vurguladı: "Sakatlıklar, yorgunluk, aileden uzak kalma… Hepsi oldu. Ama her defasında neden başladığımı hatırladım."
"HEDEFİM OLİMPİYAT KÜRSÜSÜ"
Röportajın sonunda hedefini açıkça ortaya koyan Dikeç, gözünü Los Angeles'a dikti: "Elbette hedefim Olimpiyat kürsüsü. Paris'te Türk bayraklarını tribünlerde görmek, tüm emeğimin karşılığı oldu. O anın duygusu kelimelerle anlatılamaz."