Toroğlu'ndan flaş yorum! "Maç satan hakemler benim kadar ceza almadı"

Futbolun otoriteleri Erman Toroğlu, Zeki Uzundurukan, Serkan Korkmaz ve Reha Kapsal gündemi değerlendirdi. 'AİLE ANONİM ŞİRKETİ' Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, hakem Cüneyt Çakır'ın kararlarına tepki gösterdi ve 'Bu düzen böyle gitmeyecek. VAR protokolü değişmeli' dedi. Çebi sizce haklı mı? Zeki Uzundurukan: Ahmet Nur Çebi, çok kibar, çok beyefendi bir kulüp başkanı... Derbide 2 penaltısı verilmeyen bir kulübün başkanı, eleştirilerini yaparken fair-play ruhunun dışına hiç çıkmadı. Yapıcı eleştiriler yaptı. 'Hakemlere düdük astırmak çözüm değil, hakemleri eğitmek, bir zihniyet devrimi yapmak şart' dedi Başkan Çebi... Sonuna kadar haklı. Böyle gitmemeli. Takımların adeta canına okuyan hakemlerin yaptıkları yanına kâr kalıyor. Maçları iyi yöneten hakemler ödüllendirilmeli. Kötü yönetenler de dinlendirilmeli... VAR protokolünü değiştirme şansımız şu anda yok. VAR kayıtları gizli tutuluyor protokol gereği. Ama VAR'daki hakemler işini düzgün yaparsa zaten sahada sorun kalmaz. Erman Toroğlu: VAR protokolünü ülkeler değiştiremez. 'Hakemleri değiştireyim' derse onu da yapamaz. Hakemlik alemi yıllarca 2A ve 1Ş olarak yönetiliyor. 'Aile Anonim Şirketi.' Gözlemciler baba, oğullar hakem, yardımcılar enişte, hala oğlu, teyze oğlu gidiyor. Çebi diyor ki, 'Kasadaki çürük elmalar, büyük-küçük temizlenmeli.' Sevgili başkan bu cümleyi hakemliğimin son yıllarında söylemiştim ve ilave etmiştim: 'Eğer çürük elmaları temizlemezsiniz bütün kasayı çürütürsünüz.' Sonunda ne oldu biliyor musun sayın başkan, o günkü komite başkanı beni ceza heyetine yolladı, 1 yıl ceza yedim. Türkiye'de maç satan hakemler bu cezayı yemediler. Bilmiyorum anlatabildim mi... Reha Kapsal: Çebi bana göre haklı. Bir kere derbide Beşiktaş kazanacak bir oyun oynamadı. Maçı A'dan Z'ye hak eden taraf tartışmasız Fenerbahçe'ydi. Galibiyeti fazlasıyla hak etti. Asıl meseleyi anlamak gerekir. Düzene göre, şekilden şekile ve kalıba giren Türk hakemlerinin belli bir standart ölçüsünde davranması gerek. Ama şunu belirtmemiz lazım. VAR hakemi Mete Kalkavan, Rebocho'nun penaltı pozisyonunda nasıl doğru bir şekilde 'penaltı' diye uyardıysa, Vida'nın iki ve N'Koudou'nun pozisyonunda da bunu yapmalıydı. Kalkavan'ın Çakır'ı uyarması ve bu 3 penaltının verilmesi gerekirdi. Hakemler adaleti sağlamak için orada. A veya B diye ayırmadan adalet dağıtmalılar. Yoksa herkes kendi adaletini kendi arar ve içinden çıkılmaz çok ağır kaotik bir ortama doğru futbolumuz gider. Serkan Korkmaz: Derbide Beşiktaş aleyhindeki hakem hatalarının dikkat çekiciliğinde olduğu kadar Fenerbahçe'nin galibiyeti hak eden performans sergilediğinde de herkes hemfikir. Siyah beyazlı camiada, yönetimin maç bitiminde olağanüstü toplantısı ve bir gün sonra başkan tarafından kağıttan okunan açıklama YETERSİZ bulundu. Başkan Çebi, cümlelerinde haklı ama üslubunda sönük kaldı. 'FATİH TERİM BAHANE BULMASIN' Galatasaray, Göztepe'ye kaybederek düşüşünü sürdürdü. Terim'in maç sonrası 'Selam vermediğiniz birisi de kuyunuzu kazabiliyor, kıskançlık var' demesinin anlamı nedir? Uzundurukan: Fatih Terim'in şanlı kariyerine kimsenin bir şey dediği yok! Fatih Terim, Türk futbolunun şampiyonluk ve kupa koleksiyoncusu! Ama Fatih hocanın da dediği gibi futbolda dün yoktur. Bugün vardır. Yarışıyorsanız hep başarılı olmak zorundasınız. Hele hele Terim'in olduğu yerde beklentiler de hep yüksektir. O yüzden Terim eleştiriliyor. Çünkü Galatasaray bu sezon kötü oynuyor ve zirvenin gerisinde. Fatih hoca, geçen haftaya kadar hep takımı eleştiriyordu. Göztepe yenilgisi sonrasında eleştiri çemberini genişletti. Ligin ikinci yarısında başarılı sonuçlar gelirse, Terim'in basın toplantıları daha yapıcı olmaya başlar. Eleştiriler de biter... Toroğlu: Valla bir şey anlayamadım. Bizim hocalar böyle muazzam cümleler kurmaya bayılıyorlar. Ben müneccim miyim arkadaş niye açık açık söylemiyorsun. Her maçtan sonra bahane üretmeyi bıraksın Fatih hoca. Fatih Terim'in teknik analiz yapacak durumu yok ki, takım dökülüyor. Zaten geçen sezon Galatasaray çatır çatır oynayarak şampiyon olmadı ki. Başakşehir ve Abdullah Avcı'nın hataları nedeniyle şampiyon oldu. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da yarışta yoktu. Yani yemeyenin malını yerler sözü geçerli oldu. Kapsal: Terim gibi önemli ve başarılı bir teknik adamın maçlardan sonra bu kötü gidişatla ilgili değerlendirmede bulunması, bu oyun tarifinin sıkıntılarını anlatması ve de öz eleştiri yapıp kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir. Ligde ilk ilk yarı bitiyor ama G.Saray'ın 90 dakika boyunca iyi oynadığı maçı daha göremedik. Terim'in sıkıntıları ve çözümü anlatması gerek. Yoksa herkesin düşündüğü gibi algıyı başka yönlere çekmenin, sahanın içinden sahanın dışına yönlendirmenin bu kötü oyunun ve başarısız performansın üstünü kapatma girişimlerinin çözüm olmadığını söyleyebiliriz. Korkmaz: Fatih Hoca çok uzun süredir, ailesi ve Florya'daki ekibi dışında hiç kimseyle görüşmediği için, iletişimini kestiği pek çok kişiden dolaylı ya da doğrudan tepki görmüş olabilir. Bu sebeple kuyusunu kazanlar var mı bilmiyorum ama bu durumu garipseyen, bu duruma üzülen pek çok kişi olduğu su götürmez bir gerçek. Terim, sokakta, restoranda, AVM'de, sinemada, konserde, sosyal sorumluluk projelerinde, dost meclislerinde daha çok görüldüğünde bu algıyı değiştirmekle kalmayacak stratejik zekasını da besleyerek (zaman zaman hepimizin girebileceği) kısırdöngülerin girdabından kendini kurtarabilecektir gibi geliyor bana. MURİÇ Mİ SÖRLOTH MU? Muriç, Trabzonspor'da Sörloth şovlarına devam ediyor? Sizce Muriç mi daha iyi forvet yoksa Sörloth mu? Uzundurukan: Öncelikle şunun altını çizelim. İkisi de klas golcü. Sörloth sıradışı bir forvet. Neden böyle söylüyorum, çünkü; oyun aklı ve golcülük zekası üst düzeyde. Asist yapıyor, takımını atağa kaldırıyor, zeka ürünü çalımlar atıyor, top ayağına geldiği zaman yarış atı gibi bir anda gaza basıyor... Sörloth bir golcüden daha fazlası. Vedat Muriç, tam bir golcü. Ama işin sorumluluk kısmına geldiğimizde Sörloth sahada daha fazla sorumluluk alıyor. O yüzden Sörloth'u birinci sıraya yazarım. Toroğlu: Hangisini alırsınız derseniz ikisi de at başı gider. İkisi de iyi oyuncu tamam ama patlayıcı süratleri yok. Avrupa'da oynayan forvetlerde oynayanların patlayıcı süratleri var. Tabancı gibi patlıyorlar... Çıkış, depar, çabukluk... Çıkışta patlayıcı süratlerini geliştirmeleri gerek. Kapsal: İkisi de uzun boylu, sırtı dönük pivot santrfor ve genelde sol ayaklarını kullanmalarına rağmen farklı özellikleri var. İkisi de yalnız topun getirildiği santrfor değil, topu getiren santrforlardan. Burası çok önemli. İkisinin de oynadığı oyun, altyapı futbolcularının modelleyebileceği çok farklı ve kaliteli. Bazı forvetlerden yalnız gol atmayı öğrenirsin, Vedat ve Sörloth'tan bir santrforun nasıl topsuz alanda oynaması gerektiğini en iyi şekilde görürsün. Korkmaz: Çok zor soru… Gerçekten... ''Tottenham taraftarı olsam Muriç'i, Arsenal taraftarı olsam Sörloth'u isterdim'', ''Bayern Münih olsam Muriç'i, Atletico Madrid olsam Sörloth'u isterdim'' gibi cümleler kurabiliyorum sadece. İhtiyaca göre değişir. İkisi de her ligde, üst düzey takımlara yakışır. TRABZON'A 'TAKTİSYEN' ŞART Trabzonspor iyi oynamasa da Konya'yı yenerek üçüncü sıraya yükseldi. Ancak takımın öne geçmesinden sonra sürekli baskı yemesi nedeniyle Karaman eleştiriliyor. Uzundurukan: Denizlispor maçından sonra Konyaspor karşılaşması da Trabzonspor açısından tam bir korku filmi gibiydi. Ünal Karaman, çılgınca ilk 11'lerle sahaya çıkıyor. Tamam elinde hücuma yatkın çok oyuncusu var. Ama böyle kadrolarla sahaya çıkıyorsanız 2'yi, 3'ü bulmak zorundasınız. 1-0'a yatmaya kalkarsanız, 10 kişi kalan rakip karşısında bile kabusu yaşarsınız. Eğer Konyaspor'un da bir Rodallega'sı olsaydı Trabzonspor, Konya'dan farklı bir yenilgi ile evine dönerdi. Trabzonspor, Konyaspor maçının ikinci yarısında gol yemek için adeta her şeyi yaptı ama Konyaspor golü bulamadı. İşin en acı tarafı da Ünal Karaman, bu korku filmini kenardan sadece izledi. Hamle yapmakta çok gecikti. Hep söylüyorum, yineliyorum... 'Trabzonspor'un teknik heyetine maçları çözecek, zeki bir taktisyen antrenör transfer edilmeli. Portekiz liginde böyle kurt antrenörler var. Trabzonspor'un sorunu futbolcu kadrosunda değil. Sorun kenarda! Transfer teknik heyete yapılmalı. Trabzonspor'un teknik heyeti güçlendirilmeli. Gün gelecek, ne demek istediğimi herkes anlayacak. Ve transfer dönemlerinde teknik direktörlerin yanına takviyeler yapılmaya başlanacak. Türk futbolunun asıl sorunu zeka! Toroğlu: O baskıyı psikolojik olarak yiyor. Çünkü öne geçtikten sonra siz istediğiniz kadar 'çıkın' deyin, takım kendiliğinden geriye çekilir. Karaman'ın elindeki oyuncu kalitesi de tartışılabilir. Çünkü Trabzonspor geçen sezon son dakikalarda gol yemese belki şampiyon olacaktı. O baskı da var üzerlerinde. Aslında defansı iyi yaparsanız, kalenize en yakın defans oyuncusu ceza alanının 4-5 metre dışında olursa ve oyunu sıkıştırırsanız başarılı olursunuz, gol yemezsiniz. Ancak serseri toplardan gol olur. Kapsal: Trabzonspor uzun bir aradan sonra deplasmanda pazartesi oynadığı bir maçı kazandı. Konya'yı 2010-11'den sonra dış sahada yendi ve öne geçtiği bir maçı gol yemeden tamamladı. Fırtına 30 dakikalık bir bölümde çok geriye yaslandı, bunu geçtiğimiz maçlarda da hep gördük. Kötü alışkanlığı ve dengesiz oyunu Ünal hocanın bir an önce çözmesi gerek. Korkmaz: Teknik direktör Ünal Karaman, Ocak'taki kampta takımına birlikte hücum etmek kadar birlikte savunma yapmayı da kanıksatırsa, yapılacak bir iki transferle şampiyonluğun en güçlü adayı olur. Bu denli çok eleştirilmesinin sebeplerinin en başında, bu takımın şampiyonluk potansiyelinden dolayı doğan iştah geliyor.