Futbol Federasyonu, 'Futbola Dönüş Protokolü'nün ikinci bölümünü yayınladı. Bu protokolde gözünüze neler çarptı? Sizce futbolcular, sahada bu protokole uyabilirler mi? Bazı yeni kurallar getirmişler? Bunları nasıl değerlendirmek lazım?
ZEKİ UZUNDURUKAN: Daha önce yayınlanan protokolde yaklaşık 300 kural veya madde vardı. Hemen hemen her kulübün, 'Bu kadar kurala uymak neredeyse imkansız' diyerek eleştiride bulunduğu protokole yeni kurallar eklendi. Futbolda oyun kuralları bellidir ve futbolcular da bu kurallara göre sahada sanatını icra ederler. Evet, harfiyen uyulması gereken pandemi kuralları var. Futboldan önce insan sağlığı gelir. Dünya Kupası Şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, bir insan canından daha değerli değildir.
TFF Sağlık Kurulu'nun açıkladığı ilk protokolü ezberleyip, hafızaya yerleştirmek için Einstein kadar zeki olmak lazım. Futbolcular, yaklaşık 45 gün boyunca kendilerini evlerinde izole ettiler. Bu süreçte birçok futbolcunun virüs korkusu nedeniyle psikolojileri bozuldu. Hatta telefon görüşmesi yaptığım önemli teknik direktörler, 'Futbolcularım, sahaya gelip, idman yapmayı bırakın, evlerinden bile dışarı çıkmaya korkuyor' dediler. Hal böyleyken, futbolcuların üzerine uyulması, ezberlenmesi çok zor 300'ün üzerinde yeni kuralı yüklemek, işi kaosa ve çözümsüzlüğe götürür. TFF Sağlık Kurulu'nun Futbola Dönüş Protokolü'nün bir ikinci bölümü var ki...
Okurken hayretler içinde kaldım. Seromoni sırasında tokalaşmak yasak, toplu takım fotoğrafı çektirmek de yasak... Tamam bunlara hemfikirim. Peki hakeme 2 en fazla 2 metre yaklaşılacak da ne demek? Futbolcu uğradığı hakem hatasına itiraz etmek için hakeme doğru yönelip, 1 metre 55 cm yaklaştığında ne olacak? VAR mı devreye girip bu mesafeyi ölçecek? Bu mesafe kuralı çiğnenmişse hakem sarı kart mı gösterecek? Böyle şey olabilir mi? Maç sırasında futbolcular ikili mücadelelerde adeta birbirlerini yerken herşey normal, ama hakeme 2 metreden fazla yaklaşmak yasak...
Buradan şu sonucu mu çıkaralım yani; 'hakemin canı, futbolcunun canından daha değerli' böyle bir saçmalık olabilir mi Allah aşkına! Bir de işin içinde serbest vuruşlar var ki... Bu güne kadar bu detaya ne sağlık kurulu, ne de konunun uzmanları girdi! Konuya girmek ve dikkat çekmek bana düştü. Bir oyuncu ceza sahası dışından, tehlikeli bir yerden serbest atış kullanacak. Karşısında kurulan bir baraj var. 8-10 futbolcu, top geçmesin diye adeta birbirlerine yapışıp, dizildiler. Eee şimdi de olacak? Nerede kaldı sosyal mesafe! Ey TFF Sağlık Kurulu, futbol bir temas oyunu! Bir konu daha var. Atılan taçlardan sonra futbol topu hemen dezenfekte edilecek. Kısacası, TFF Sağlık Kurulu'nun hazırladığı futbola dönüş kurallarına uymaya kalkılırsa; 90 dakika üzerinden oynanan maçların süresi 120-130 dakikaları bulur.
REHA KAPSAL
Federasyonun açıkladığı protokolde en önemli kısım 'şimdilik' tabiri. Genel yapı olarak detaylı olarak açıklamışlar. Avrupa'da baktığımızda, örneğin Almanya en kısa sürede başlayacak. Onların da buna benzer protokoller hazırladığı düşünülüyor. Protokol, kalabalığı ve teması daha azaltmayı hedefliyor. Saha içinde mutlaka temaslar olacaktır. Özellikle hazırlanan protokle, hayata geçerken başta TFF olmak üzere herkes uyacaktır. Protokolün ikinci bölümü de ilki gibi oldukça detaylı. İnsan hareketlerinden, görev dağılımına kadar her şeye hassassiyetle dikkat edilecektir. Ancak kulüplerin tesislerindeki çalışmalarda denetlemeler nasıl yapılacak, sürekli kontroller ve testler uygulanacak mı bunlar da önemli.
KULÜPLER İSTİYOR Futbol Federasyonu, önceki gün yaptığı açıklamada 'Ligin
ZEKİ UZUNDURUKAN: TFF, ligleri 12 Haziran'da oynatmak için çok istekliydi. Ama önceki günkü açıklamalarının bir bölümünü beğenmedim. Mesela 'liglerin iptalini istemek, yeni bir çözümsüzlük ve polemiğe neden olur' diyor TFF. Önce şunu ifade edeyim. Benim Süper Lig'den görüştüğüm 5-6 teknik direktör ve bir o kadar da kulüp başkanı, bana 'Lig iptal edilsin' demediler. Onlar, ligim tescil edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bana da dile getirdiler bu durumu. İptal nereden çıktı ey TFF. Sayın Başkan Nihat Özdemir, siz de 12 Haziran tarihini açıkladığınız basın toplantısında '13 kulüp kalan 8 haftayı tamamlamak istiyor.
Oynamak istemeyen kulüpler var' dediniz. Ve bu kulüpler de size 'Ligin iptal edin demediler. Onlar da ligi 26 hafta üzerinden tescil edin dediler muhtemelen...' Ama şimdi çıkıp, işi ligin iptaline doğru götürmeye çalışıyorsunuz! Yoksa ben mi yanlış anlıyorum. Kaldı ki; ligin lideri Trabzonspor, kalan 8 haftayı oynamak istiyor. Bunu Başkanları Ahmet Ağaoğlu her fırsatta dile getiriyor.
Fenerbahçe kulübü geçtiğimiz günlerde bir açıklama yayınladı ve aynen şu ifadeleri kullandı: 'Ligin tescili, iptali ve devamı konusunda TFF'nin alacağı her karara saygı duyarız...' Yani, ligler oynanamayacak bir hal alırsa, sizin belirlediğiniz başkaca 7 tarihte de maçlara çıkılacak durum olmazsa, ligi iptal etmeye kalkmak, takımlarımızın 26 haftalık alınterini, emeğini çalmak, gasp etmek olur... Kaldı ki, Süper Lig kulüplerinin büyük bölümü, bu iptale karşı çıkarlar. Çünkü onlar; 'İPTAL DEĞİL, TESCİL'den yana görüş belirtiyorlar.
REHA KAPSAL: Bir kere maçların oynanmasını niye istiyor kulüpler. 600 milyon TL yayıncı kuruluştan alacağı var. Burada yayıncı kuruluşun gerekçesi çok yanlış. Nasıl ki, aboneler hiç izlemediği maçların paralarını kesintisiz ve aksamadan ödüyorsa, yayıncı kuruluş da sorumluluğunu yerine getirmelidir. Ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan kulüpler, sürekli TFF'yi sıkıştırıyor.
Ligler hedeflenen tarihte başlamazsa, Hollanda'da olduğu gibi tescil edilebilir. İşin tuhafı Trabzonspor haricinde başka bir takım lider olsaydı, ligler daha önce tescil edilmez miydi? Ajax gibi Trabzonspor da şampiyon ilan edilir ve Şampiyonlar Ligi gelirleri diğer kulüplerle paylaşılabilir. Bu süreç uzarsa lig bu şekilde tescil edilip küme düşmenin de bu sezon kaldırılması gerekir. Grup sporları içinde daha az kişiyle oynanan voleybolda ve basketbolda bile tescil olduysa futbol da düşünülmeli.
