Pes etmek yok
Boşa atılmış bir ilk yarı. Feyenoord'un golüne kadar rakibin ayaklarına bakan, topun peşinden koşan, seyirci kalan bütün bir takım. Yine ön sahada baskı yapıldığında çıkamayan, paslarla ofansif aksiyona geçemeyen, dakikalar ilerledikçe de güvenini kaybeden futbolcu grubu... Maç öncesinde aklımızdan geçenlerle, seyrettiğimiz arasında "gece – gündüz" kadar fark var. 60'a kadar Fenerbahçe, kendisi gibi oynayıp, tempoyu zorlayıp, sağlı – sollu kornerler ile çöktü Feyenoord kalesine. Ceza alanına 4-5 oyuncu sokuyorlar ama topu onlara atamıyorlar. Tek net pozisyonun Brown'un bireysel hamlesi gelmesi de ilginç. Değişiklikler sonrasında Semedo'nun ne kadar fark getirdiğini de gördük. Her topu kaybeden Szymanski, her topla buluşmasında geriye dönen Amrabat, öne tek pas yapamadan çıkan Fred... Fenerbahçe orta sahasının röntgeni bu.
Nasıl fark yaratabilirdin? Üçlü yerine dörtlüye geçip, Oğuz'u sol önde değerlendirmek olabilirdi. Ceza alanına İrfan Can ile birlikte servis yapabilir, en azından korner atışları dışında pozisyon seçenekleri yaratabilirdin. Üç stoper önünde Amrabat ile oynamak daha çok işine geldi Mourinho'nun. Boşuna transfer istemiyor. Oyunla geçemiyor hiçbir şeyi, oyuncudan bekliyor bunu. Maçı dengeye getiren Amrabat çivisiydi. Feyenoord'a umudu getiren ise maçın en kısasının kafa golü. Kadıköy gecesi çok ateşli olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.