Hakkı Yalçın

Hakkı Yalçın

21 Ekim 2025 | Salı

Manzara!

Her hafta futbolunu ileri taşıyacak hatta farklı galibiyete imza atacak bir Fenerbahçe bekleniyor. Maçın başında yapay bir baskı, sonrasında geçen sezon olduğu gibi son yarım saatte beraberliği kurtarmak derdindeki bir Fenerbahçe çıkıyor sahneye. Elindeki gücü nerede ve nasıl kullanacağını bilmeyen bir teknik adamdan duyduğumuz mazeret;
"4 günde bir maç yapıyoruz!"
Milyonlarca dolar harcanarak yaratılan manzara buysa, Karagümrük maçının ikinci yarısında "acaba kaybeder miyim?" diyen özgüvensiz bir takım duruyorsa, her şeyi bir kenara koyup İsmail Yüksek'e baksınlar. En görkemli duruş sadeliktir. Sahaya yürek koyan, futbolun en yalın halini sergileyen gerçek yıldız benim için İsmail Yüksek'ti.
Bütün yabancılara da bedeldi.
Fenerbahçe'de neferlik bunu emreder ama sahada uyuklayanlara kimse bir şey demez. Nasılsa harcamak kazanmaktan kolaydır ya, İrfan Can Kahveci'yi kadro dışı bıraksınlar, Talisca'ya gözleri gibi baksınlar. Hatta saha kenarında ihtiyaç halinde kullanılmak üzere Talisca için bir su yatağı da bıraksınlar. Talisca'sız orta alanda bir dakikanın bile anlamı vardır.
Not: Fenerbahçe'nin inşaat halinden kurtulması zorunludur, bunu yapacak kudreti ayaklandırmaktır mesele.

Galatasaray'ın futbol oynamadan kazanmasının "özgüven sanatı" olduğunu kabullenmeliyiz. Galibiyetin hayat taşları bazen emekçiler bazen de tetikte bekleyen yıldızlar tarafından döşeniyor. Sezon başından beri rütbesini alamayan Sane'nin Başakşehir maçının kahramanı olması sürpriz değil, sadece gecikmiş olmak. Attığı 2 golün tercümesi de "beni artık daha net göreceksiniz!" Galatasaray'ın maçı zora sokmasının, oynaması gereken adamların kulübede kalmasıyla yakın ilişkisi var. İzlediğimiz Icardi'nin henüz hazır olmadığı ortadayken, Başakşehir'in sert savunmasına karşı Osimhen daha dirençli dururdu. Icardi'nin kalitesine, Galatasaray'a kattıklarına diyecek sözümüz olamaz ama formanın da kendine göre adaleti vardır. Çünkü o forma Icardi'ye; "hazır olduğunda beni giyebilirsin!" diye bas bas bağırıyor.

Cumartesi gecesi İstanbul'da Gençlerbirliği ile Beşiktaş armalı "yaşlılar birliği" karşılaşması vardı. İki maçtır Beşiktaş'a öne çıkan gerçek;
"cesaret yoksa hiçbir şey yok." Oyuncu değişikliklerinin bile bazen maçın kaderini değiştirdiği görebiliyorsak, Beşiktaş formasıyla şimdiye kadar hiçbir halta yaramayan Rachica'yı oyuna almak hangi teknik anlayışın ürünüdür?
Abraham'ın fos çıktığını söylemek haksızlık olur diye düşünen varsa, sezon başından beri oyuna hiçbir katkısı olmayan bir adam için gereken cümleyi onlar kursunlar.
Rakibin bu kadar çok top dolaştırmasına izin vermek Beşiktaş'ın en büyük handikabıysa, 30 milyon Euro'luk Orkun Kökçü ve saz arkadaşlarının sorgusu yapılmıyorsa, kenardaki adamlar rakip alana gitmekten korkuyorsa sonuç kaçınılmazdı. İmtihanı intihar olan bu anlayış devam ederse bu uçurum Beşiktaş'ı yutacak. Bunun tercümesi de "daha ligin ilk yarısında şampiyonluktan kopmak!" H H H
Trabzonspor'un "şans melekleriyle" kazanmasının da emekle yakın ilişkisi var. Futbol olarak kötü olsa da Rizespor karşısında mücadeleyi bırakmayan bir Trabzonspor vardı. Eldeki kadroya bakınca, Trabzonspor'un puan cetvelindeki yeri kesinlikle alkışlık!

Bu ülkede futbolun gelişmesini hakemler engelliyor. Uyduruk penaltılar, sayılmayan goller ve sudan ucuz fauller.
Bir arkadaşım meseleye noktayı koydu.
"Bu hakemler bu kadar bedava faulü, sadece kendilerini dinlendirmek için çalıyorlar. Görmüyor musun koşacak halleri yok!" Bir ülkede kalitesiz hakem olmak bu kadar kolaysa, konuşacak fazla bir şey de yok!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor